Dumanın Adı: Pipo
- Thracian Pipe
- 29 Mar
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Nis
Bu hobiyi hep ritüeller hobisi olarak gördüm. Her birimizin garip ritüelleri, alışkanlıkları olduğunu tahmin ediyorum. Mesela benim içim kayıtlarını tutmak gibi bir hobim var; ama bunu bilen çok kişi var. Bu konu da başka bir makalenin konusu olacak.
Üniversitedeyken okuduğum bir kitapta her şeyin bilinenin ötesinde bir adı vardı ve bu adları bilmek o şeyleri kontrol etmenizi sağlardı. O nedenle yerli usta pipolarıma mutlaka isim verme gibi bir ritüelim, alışkanlığım var. Tabii bunu yapmamdaki temel neden, içim arşivi oluşturuyor olmam. Aynı ustaya ait bütün pipoların birbirinden ayrılabiliyor olması gerekiyor. Aksi halde arşiv kaydında tamamen bir kaosa neden olur.
Gelgelelim, bunu nasıl yapıyorum?
İmgeler dünyasına adım atmadıysanız, o ince çizgiyi geçmek için edinebileceğiniz en rasyonel hobilerden birine sahipsiniz diyebilirim. "Neden?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim; ancak birçok şair ve yazarın pipo içtiğini hatırlatmama gerek yok. Düşüncelere dalmak, dış dünyadan kopmak ve kendini çağrışımlar denizine bırakmak için bu şair ve yazarlar sıklıkla pipoya başvururdu. O nedenle ilk yaptığım iş isim vereceğim pipoyu kullanmak oluyor. Algımı etkilemeyecek, basit ve sade bir tütün koyuyorum. Bunun için sıklıkla Orlik Golden Sliced'a başvurduğumu kabul etmeliyim. Anlık olarak maddi dünyamdaki bütün dertlerden, duygulardan ve düşüncelerden kopuyorum. Yalnızca ben ve pipom, başka hiçbir şey yok. Kocaman bir hiçlik denizinde duruyorum. Berrak bir su, görülebilir bir gökyüzü ve suyun içinde bile sönmeyen bir pipo. Sonra bütün su zihnime dolmaya başlıyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek. Bambaşka dünyalar, başka insanlar ve başka tercihler. Bütün okyanusu tükettiğimde pipom da bitmiş oluyor ve aklımda çok az imge kalıyor. Tabi beni yeterince tatmin etmeyince birden fazla kez dolum yapmam gerektiği de olmadı değil.

Zihnimde kelimeler oluştuktan sonra bu kelimeleri somutlaştırmak gerekiyor. Bunu yine pipo ile yapıyorum. İsim vermeye çalıştığım pipoyu elime alıyorum ve bu kelimelerden hangisinin piponun kesimi, rengi, bitiriş tarzı gibi fiziksel özelliklerine uyduğuna karar vermeye çalışıyorum. Bu işlem 1 saat sürebileceği gibi haftalar da sürebiliyor. Sürecin sonucunda mutlaka bir ada sahip olmuş oluyor.
Ardından bir pekiştirme süreci olmuyor değil; çünkü bazen birden fazla güçlü seçenek oluşabiliyor ve kısa bir süre sonra seçmediğim adın daha doğru geldiğini fark ettiğim de oldu. Bu nedenle pekiştirme için de bir süre bekliyorum. En nihayetinde her şey hazır, artık bir ada sahip.
Peki bu kadar tantanaya, uğraşa ve sofistike çabaya gerek var mı? Kim bilir, belki hiç gerek yoktur; ancak pipo ile bağ kurmak bir pipocunun en çok isteyeceği şeydir. Ona özen göstermek, içmek için gününün gelmesini beklemek, içeceği gün anlamsız bir mutluluğa sahip olmak ve içerken o hazzı istemek bir pipocu için en kıymetli hislerdir. Bir kez olsun deneyin, piponuz adını kulağınıza fısıldadığında bana hak vereceksiniz.

Hem bahsettiğim üzere bu işin bir de arşiv yönü var. Eğer arşiv tutuyorsanız, aynı ustaya ait pipolarınıza veya aynı markanın aynı serisine ait pipolarına ayrıt edici bir etiket vermeniz gerektiğinin zaten farkındasınızdır. Bunu bir eğlenceye ve daha güçlü bir bağa çevirmek istediğimde bu yöntemi buldum.
-Thracian Pipe
Commentaires