Osmanlı'da Pipo ve Tütün
- ThePiperBadik
- 8 Haz
- 7 dakikada okunur
Bu yazıda, olabildiğince detaylı şekilde Osmalı'da pipo kültürünü ele alıyoruz. Videoyu, diğer makalelerde olduğu gibi girişe bırakıyorum. Dilerseniz izleyerek ya da dinleyerek takip edebilirsiniz.
Bölümler
1- Tütünün Osmanlıya Girişi ve Yayılışı 2- Pipo Kültürünün Gelişimi ve Sosyokültürel Yansımaları3- Tütün Türleri, Yetiştirildiği Bölgeler ve İşlenme Biçimleri
4- Osmanlı’da Pipo Üretimi
5- Tütün Üretimi ve Ticaretinin Ekonomik Boyutu
6- Devlet Politikaları: Yasaklar, Vergilendirme ve Denetim
7- Edebi, Sanatsal ve Arkeolojik İzler
8- Avrupalı Seyyahların Gözlemleriyle Osmanlı’da Pipo
9- 20. Yüzyıla Geçişte Tütün ve Pipo Kültüründeki Değişim
1) Tütünün Osmanlı’ya Girişi ve Yayılışı
Araştırmalara göre, tütünün Osmanlı’ya giriş tarihi geleneksel kabulden erkene giderek en geç 1570’lere tarihlenmekte; Polonya arşivinde 1570 tarihli bir belgede Osmanlı elçisinin hediyeleri arasında tütünün de yer aldığı görülmüştür. Osmanlı kaynakları tütünü çoğunlukla 17. yüzyılın başlarına bağlasa da Venedik ve İngiliz gemiciler vasıtasıyla 1605-1606 yıllarında Anadolu’ya ulaştığı kaydedilir. İlk tütün ekimi ise Makedonya (Yenice, Kırcaali) ile Batı Anadolu’daki Ayasuluk (İzmir-Selçuk) civarında başladığı ve hızla yayıldığı bilinmektedir. 17. yüzyıl içinde tütün, her sosyal sınıfa sirayet etmiş, kızla çoğalan kahvehanelerde ve günlük yaşamda yer almıştır.
2) Pipo Kültürünün Gelişimi ve Sosyokültürel Yansımaları
Tütünle birlikte Osmanlı’da pipolar da günlük hayatta yaygınlaşmıştır. Araştırmalara göre, sigara öncesi dönemde Osmanlı’da pipo sosyal yaşamın önemli bir parçasıdır. Pipo kullanımı saray-halk ayrımı olmaksızın her sınıftan insana yayılmıştır. Özellikle kahvehanelerde insanların sohbet ederken pipo içmesi yaygın bir alışkanlık haline gelmiştir. Hatta Osmanlı’da pipo tasarımları Osmanlı karakterinde özgü formlarla yeniden tasarlanmıştır. Omsanlı’da pipo genellikle iki grupta değerlendirilir; saray için üretilen -Tophane işi- pipolar ve sıradan halkın kullandığı daha sade halk tipi pipolar.
3) Tütün Türleri, Yetiştirildiği Bölgeler ve İşlenme Biçimleri
İlk ekim yerlerinden bahsetmiştik. Osmanlı döneminde tütünün ana üretim bölgeleri farklı coğrafyalarda genişlemeye devam etti. İç Anadolu, Samsun, ve Adana gibi bölgelerde de tütün yetiştirildi. Şark tipi dediğimiz tütün de bu sayede şekillenmeye başladı. Şark tipi tütünlere özel, güneşte kurutma, güneş kürü yöntemi yine bu dönemde, 17. yüzyılda ortaya çıktı. Üretilen tütün pazarlandığında ya sarmalık (terbiyeli) ya da kıyılmış tütün olarak sunulurdu. Osmanlı’da başlangıçta kıyılmış tütün ithal edilirken 17. yüzyıl sonlarından itibaren yerli tütün esanfı ortaya çıktı.
4) Osmanlı’da Pipo Üretimi
Osmanlı’da geleneksel çibukçulukta lületaşı en önemli hammaddedir. Kütahya, Lüleburgaz, Diyarbakır gibi yerlerde de el yapımı çömlek pipolar üretilmiştir. Pipoların hazne kısımlarında genellikle insan figürleri, hayvan motifleri, geometrik süslemeler ve akantus yaprakları kullanılmıştır. Lületaşı pipolar zamanlar, kullanıldıkça renk değiştiren; içildikçe açık sarıdan turuncuya ve sonrasında kahverengi ve hatta siyaha varan renklere bürünür. Topkapı Sarayı Hazinesi’nde zengin bir lületaşı pipo koleksiyonu vardır ve Osmanlı padişahlarına ait olan bazı özel pipolar gümüş başlıklı ve kabartmalı motiflerle bezelidir.
5) Tütün Üretimi ve Ticaretinin Ekonomik Boyutu
Tütün, Osmanlı ekonomisinde hem iç piyasada hem de ihracatta önemli bir yer tutmuştur. Üretimin büyük bölümü iç tüketimde kalsa da ciddi miktarda tütün Avrupa ve Yakındoğu ülkelerine ihraç edilmiştir. Örneğin, 17. yüzyıl sonlarında Selanik’ten yapılan üç aylık ihracat 118.555 kilograma ulaşmış; 18. yüzyılda ise yıllık ihracat milyonları aşacak şekilde büyümüştür. 19. yüzyıl ikinci yarısında ihracat özellikle Mısır’a sevkiyatlarla artmış, 1878’de Mısır da dahil olmak üzere 10 milyon okka tütün ihracı gerçekleşmiştir. Ba bağlamda tütün ihracatı devlet için büyük bir gelir kaynağı olmuştur. Osmanlı, 1688’den itibaren tütüne vergi koymuş ve 1874’e kadar bu vergilendirme sürmüştür. Dönem ve bölgelere göre ürün miktarı, kaliteye göre akçe fiyatları saptanmış; lonca örgütlü tütün tüccarları ve esnafı geniş çapta organize olmuştur. Özetle Osmanlı döneminde tütün tarımı ve ticareti hem yerel ekonomiye hem de dış gelirlerine kayda değer bir katkı sağlamıştır.
6) Devlet Politikaları: Yasaklamalar, Vergilendirme ve Denetim
Osmanlı yönetimi tütün karşısında bazen yasakçı bazense pragmatist bir tutum sergilemiştir. IV. Murad (1632-1640) Cibali yangınını bahane ederek 1634’te tütün içme yasağı koymuş; bu yasak 1646’da Şeyhülislam fetvası ile 1646 yılında kaldırılmıştır. Osmanlı devleti iki yüz yıl kadar sonra, 1861’de dışarıdan tütün ithalatını yasaklamış, 1862’de Tütün İdaresi (Duhân İdaresi) kurulmuş, 1872-73 yıllarında monpol kelimesi ön plana çıkarak üretimde bandrol (damga) sistemine geçilmişti. Sonuçta tütün üretimi devlet kontrolünde ele alınmış; 1883’te Düyun-u Umumiye Reji Şirketi ile tütün tekeli devralınmıştı.
7) Edebi, Sanatsal ve Arkeolojik İzler
Osmanlı’da pipo -sanatsal eserlerde- de iz bırakmıştır. Örneğin dönemin minyatür sanatında pipolu sahneler görülür: bir 18. yüzyıl Osmanlı kostüm albümü minyatüründe, hamamdayken uzun pipo (cibuk) içen bir genç figürü betimlenmiştir. Bu tür tasvirler, piponun dönemin sosyal yaşamında sıradan bir öğe olduğunu gösterir.
Arkeolojik kazılar da Osmanlı pipolarının kalıntılarını ortaya çıkarmıştır. Bursa’daki Hisar Arkeopark kazılarında çok sayıda 18–19. yüzyıla ait pişmiş toprak pipo bulunmuştur ve arkeologlar bunların bir kısmında ustalara ait damgalar tespit etmiştir. Moskova’daki Azak (Azov) Kalesi’nden 17.–19. yüzyıla tarihlenen binlerce Türk tipi kil pipo çıkmıştır; bunların çoğu zengin süslemeli modellerdir. Osmanlı pipoları, arkeolojik çalışmalar ve müzelerdeki koleksiyonlar sayesinde Batı tarzı (tek parça, beyaz kaolin kilden) ile Doğu/Osmanlı tarzı (üç parçalı, kırmızı kilden) gibi gruplandırılır. Tütün enstrümanlarına dair edebî eser ve folklor notları sınırlı kalmakla birlikte, halk hikâyeleri ve menkıbelerde kahvehane meydanları ve meyhane sohbetleri sıkça tütün başlığıyla anılır.
Osmanlı divan edebiyatında pipo (lüle, çubuk) ve tütün temasıyla yazılmış birçok beyit ve mesnevi bulunur. 17. yüzyıl şairlerinden Kastamonulu Sa’di bir beyitinde sevdiğinin dudaklarını kırmızı bir lüleye (pipo), lüle-i lâl olarak benzettiği görülür. -Benefşe şerbetin bir lüle-i lalinden çekmiş / Sanır o şuhun ağzında görenler taze tönbâkû- -Menekşe şerbetini kırmızı bir lüleden içmiş / O güzelin ağzını görenler taze tütün olduğunu sanır-
Benzer şekilde klasik Divan şairi Sâbit’e atfedilen bir beyitte ise; “Kamış helvasına dönmüş çubuk ağzında dildârın” sevgilinin ağzında tuttuğu pipo ucu, tıpkı kamış helvası gibi tatlı ve arzu edilir bir nesneye benzetiliyor.
Bu tür mecazlar pipoyu zevk, semptati ve tutkuyla ilişkilendirmektedir. Halk edebiyatında ise pipoya daha çok tasavvufî ya da ironi yüklü kullanımlar yaygındır; meddah hikayelerinde, Karagöz oyunlarında veya aşık tarzı değişlerde pipo bazen ölüm ve aldanış simgesi olarak dahi yer bulur. Osmanlı şiirinde pipo hem tönbâkû (tütün) hem de dudân (duman) imgeleriyle doğal olarak sıklıkla ilişklilendirilen bir motiftir.
Minyatür ve resimlere gelindiğinde ise pipo nadiren doğrudan betimlenmiştir. Resmi saray sanatında tütün ve pipo sahneleri tercih edilmediğinden daha çok Barılı ortyantalist ressamlar tablolarında pipoyu bir simge olarak kullanmıştır. En yaygın bilinen örnek ise Eugéne Delacroix’in 1825 tarihli -Kanepede Oturan ve Pipo İçen Türk- adlı tablosudur. Benzer biçimde 1721’deki Paris elçiliği törenine dair Fransız resmi kayıtlarına göre -sadıkların arasında bir tanesi elinde bir pipo taşıyordu- bilgisine rastlarız. Batılı oryantalist tasvirlerde pipo genellikle -egzotik Doğu- imajının bir parçası olarak görülmüştür.
Atasözleri, deyimler ve halk anlatıları tarafında ise -yakmayı bilmeyene yanmaz, canı çekene çiğnetmez- gibi benzetmeler piponun aceleye gelmediği ve sabır istediğine vurgu yapar. -Sakızını pipo yapmak- kişinin elindeki az parasını da sonuna kadar harcaması anlamında kullanılmıştır. Halk hikayelerinde ise kahvehane sohbetleri ve kıraathane anıları pipoyla birlikte anılır. Ancak bu alandaki bilgiler genellikle sözlü anlatı ve kültüre dayandığından yazılı ve güvenilir kaynaklar azdır.
Minyatür sanatı ve tezhipte pipo simgesi genel olarak kullanılmaz ancak Osmanlı süsleme sanatında lale, karanfil gibi çiçek motiflerinin yanında bazen tütün yaprağı formunda figürlere rastlanır. Resim sanatına geçişle beraber pipo motifine daha çok rastlansa da özellikle erken Cumhuriyet dönemi ressmanlarından Avni Lifij’in -Sanatkarın Kendi Portresi- adlı otoportresinde sanatçı ağzında pipo ve elinde şarap kadehi ile bohem bir ressam profili çizmiştir. Ayrıca meşhur nakkaş Köprülü Abdullah’ın bir levhasında kağıttan yapılmış tütün tabakaları stilize edilmiştir.
8) Avrupa’lı Seyyahların Gözlemleriyle Osmanlı’da Pipo
Avrupa’lı gezginler Osmanlı’da pipo kullanımını pek çok kez not etmişlerdir. İngiliz kaptan Walter Frankland’ın 1727 tarihli seyahatnamesinde, bir -tatar rehberin- kısa bir chibougue (pipo) ile -şefkatli bir şekilde- yürüdüğünü anlatır. Louys de La Coëtlogon’un 1685 tarihli gezisine dair kayıtlar olmasa da, 1869’da Paris’te Louise Colet Osmanlı sarayında “kaftanlı, kürklü ve kabartmalı yastıklar üzerinde pipo içen Türkler” gördüğünü yazar. İngiliz Mrs. Harvey (1897) ise Turkish Harem and Circassian Homes adlı eserinde: “Adam işini bitirince pipo ve terlikleriyle haremine çekilerek dinlenir” diye yazar. 1721’de Osmanlı Paris elçiliğinde Fransız basını, cariyeler arasında “eliyle pipo taşıyan” bir elçiden bahseder. Bunlar gibi gözlemler, Osmanlı toplumunun o dönemde pipo ile anıldığını gösterir. Ayrıca Thomas Dallam gibi erken dönem İngiliz seyyahlar 1599’da Levant bölgesinde Osmanlı tarzı pipo kullanımına şahit olduklarını yazmıştır.
9) 20. Yüzyıla Geçişte Tütün ve Pipo Kültüründeki Değişim
20. yüzyıl başında Osmanlı’da (ve devamında Cumhuriyet’te) tütün ve pipo kültüründe büyük dönüşümler oldu. Bir yandan sigara, özellikle yabancı markalar ve yerli fabrika üretimi sigaralar yaygınlaşmaya başladı. Örneğin modern kaynaklar, Türk (Osmanlı dönemi Anadolu) tütününün güneşte kurutma yöntemiyle düşük nikotinli bir çeşit olduğunu vurgular.Yani 20. yüzyılın ilk yarısında Türkiye’de sigara talebi artarken pipo kullanımı görece azalmış, tütün üretimi daha çok endüstriyel sigara üretimine yönelmiştir. Cumhuriyet döneminde 1930’larda Tekel İdaresi kurulmuş, tütün tekeli devletleştirilmiş ve üretim büyük ölçüde düzenli fabrikalara kaymıştır. 1950’ler sonrası kırsal nüfusun kentlere göçüyle kahvehaneler ve geleneksel pipo alışkanlığı gerilerken, sigara tüketimi artmıştır. Neticede Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte tütün bir tarım ve tütüncülük geleneği olarak devam etmiş, ancak tüketim biçimi modernize olmuş, pipo yerini çoğunlukla sigara ve nargileye bırakmıştır.
Sonuç olarak Avrupa’da olduğu gibi Osmanlı’da da pipo oldukça yaygın olduğunu görüyoruz. Ancak hızlanan zaman, değişen çalışma koşulları ve daha pratik tütün tüketme yöntemleri geliştikçe yine aynı Avrupa’da olduğu gibi bu coğrafyada da pipo, daha nezih, daha küçük bir kitle tarafından kullanılmaya devam edilmiş. Yazıyı faydalı bulduysanız beğenmeyi ve yorumda bulunmayı ihmal etmeyiniz.
Hakan Badik
Kaynakça Colet, L. (1869). L’Orient et ses Peuples. Paris: Michel Lévy Frères.
Dallam, T. (1599). The Diary of Thomas Dallam, 1599–1600 (ed. J. Theodore Bent). London: Hakluyt Society.
Guédeau, N. (2022). Ottoman smoking pipes in Bilad ash-Cham. Les Carnets de l’Ifpo. https://ifpo.hypotheses.org
Harvey, M. (1897). Turkish Harems and Circassian Homes. London: Smith, Elder & Co.
Kırlı, C. (2000). Kahvehaneler ve Siyasî Toplum: 17. Yüzyılda İstanbul. Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar, (1), 9–42.
Köprülü, M. F. (2003). Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Gelişmesi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Kütükoğlu, M. (1980). Osmanlılarda Tütün ve Tütüncülük. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.
Lunde, P. (1993). A Turk at Versailles. Saudi Aramco World, 44(3), 18–23.
Okatan, İ. (2019). Divan Şiirinde Tütün. TURAN-SAM Uluslararası Bilimsel Hakemli Dergisi, 8(29), 1–28.https://turuz.com/storage/shiir-2019-2/2741-1-Divan_Shiinde_Tutun-Ibrafim_Okatan-28s.pdf
Onay, A. T. (1995). Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar. Ankara: Akçağ Yayınları.
Simpson, W. M. (2011). Travels in the Ottoman Empire. London: Longman & Co.
T.C. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü. (2015). Yoldaki Elçi: Polonya Arşivlerinde Osmanlı Belgeleri (16.–19. yüzyıl). Ankara: Başbakanlık Osmanlı Arşivi Yayınları.https://www.devletarsivleri.gov.tr
Tuzun, M. (2020). Avni Lifij: Pipolu Otoportre. Sanat Blogu Yazısı. Erişim: https://sanatvesanatci.com
Yılmaz, F. (2012). 1600’den 1883’e Osmanlılarda Tütünün Tarihi. Bilim ve Sanat Vakfı Bülteni, (24), 19–27.https://bisav.org.tr
İnanan, F., & Şahin, D. (2015). Osmanlı Lüleleri: Osmanlı’da Tütün Keyfi – Bursa Hisar Kazıları. Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu Bildirisi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/299259
Khalil, W., & Gusach, I. (2023). Ottoman tobacco pipes from Azov Museum Reserve (Russia). Marubi Essays, 3(2), 90–107.
Çelkan, G. (2018). British Women Travelers in Ottoman Territories. Uluslararası Kadın Araştırmaları Dergisi, 2(1), 51–66.
Atmaca, A., Uysal, A., & Toprak, A. (2020). Doğal ve Kültürel Özellikleri ile Lületaşı. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 34(2), 133–140.
Gaunt, D. (2007). Massacres, Resistance, Protectors: Muslim-Christian Relations in Eastern Anatolia during World War I. Piscataway: Gorgias Press.
Comentarios