Benim Pipo Yolculuğum
- ThePiperBadik
- 4 Eki
- 3 dakikada okunur
Merhaba dostlar. Bu yazıda sizlere pipo yolculuğumdan bahsetmek istiyorum.

Pipoya Merak
Yıl 2009; lise üçüncü sınıftayım. O zamanlar Bilgi Üniversitesi dergisi DergiBilgi, Kuyutorman ve FelsefeHayat gibi dergilerde yazıyordum ve aynı zamanda Modern Müzik Akademisi'nde elektrik gitar eğitimi alıyordum.
Pipoyu daha da küçükken, ailemizdeki Şahin amcada görmüştüm ve hep heves eder; vaad ettiği keyfi deneyimlemek isterdim. Bunun haricinde elbette J. R. R. Tolkien ve Arthur Conan Doyle'nin etkileri de azımsanamaz.
2009'da, çok sevgili arkadaşım Furkan ile beraber bir pipo aldık. If-san marka bir hediyelik eşya. Ve elbette yanında siyah bir kaptan.
Hayal kırıklığımı ve dilimin nasıl yandığını size anlatamam. Bundan zevk alan herhangi birinin mazoşist olduğunu gerçekten düşünmüştüm. Furkan, hayal kırıklığının verdiği agresyonla o pipoyu çeke çeke nasıl alev aldırdığımı ve dilimi nasıl kavurduğumu en yakından gözlemlemişti. Fonda Bob Dylan - One More Cup of Cofee çalıyordu. Açıkçası, dilimin kavrulması ve alışması gerektiğini ve ancak bu şekilde hayal ettiğim keyfe ulaşabileceğimi düşünüyordum.
İlk "Gerçek" Pipo
Aradan bir sene geçti. Elbette bulabildiğim tüm kaynaklardan, bulabildiğim her şeyi okudum. 2010'da "Flüt" adını verdiğim, sizin de tanıdığınız ilk pipomu aldım. Şahin marka bir pipo. İşte bu, gerçek bir pipoydu.
Ama, gerçek bir pipo tütünüm yoktu. 2010-2025... On beş sene sonra da aynı şeyi yaşamak rezaletten başka bir şey değil açıkçası.
Çaresizlik bana siyah kaptan ile nasıl anlaşacağımı öğretti. Sütlü köpüklü kahve ve siyah kaptan.... Ya da aşırı sütlü bir kahve. İki sene sonra ikinci pipomu aldım, "Centilmen", o da Şahin marka bir pipoydu. Bu iki pipo yüzünden Şahin'in o dönemki üretimlerinin çok iyi olduğunu düşünüyorum çünkü o zamanlarda pipo seçmekten bi' haberdim. İki pipomu da Kadıköy'den almıştım ve aldığım dükkanlarda da pipodan anlayan kimse yoktu.
Üçüncü pipom artık elimde olmayan, yine Şahin marka bir pipoydu. Aslında, bugün olsa o pipoyu satar mıydım bilmiyorum çünkü o kadar rezalet bir pipoydu ki; o pipoyu kullanabilen insanın kullanamayacağı bir pipo yoktur. Beni eğitti ama ben onu eğitemedim. İçmesem bile durmasını isterdim çünkü gerçekten epey bir yol yürüdük.
Pipo mu Tütünü?
Üçüncü pipo ile beraber, 2013 yıllarında Bosphorus ile tanıştık. Istanbul Flake ve Black Angel Flake... O zamana kadar cinsini cibiliyetini hatırlamadığım, Eminönünün dehlizlerinde bulduğum bir kaç yabancı tütün içmiştim. Bir kaç dediysem, gerçekten bir ya da iki kutu. Ancak bu iki Bosphorus harmanı, hala hatırlıyorum, harikaydı. Pipo içmeye başladığım tarih olarak referansı da 2012-2013 olarak alırım hep. Bir süre sadece bu üç pipo ile devam ettim. Kimi zaman 3-5 ay içmedim, kimi zaman her gün bir pipo doldurdum. Derken, 2015 yılında dördüncü bir Şahin aldım. Bu dört pipo ile 2020'ye kadar devam ettim çünkü rotasyonum yetiyordu. Çoğunlukla yol izi (cake tabakası), farklı harmanlar tatmak ve sadece keyif almakla ilgileniyordum. 2020'de artık işleri biraz büyütmeye ve diğer pipolarımı edinmeye başladım. 2009'u baz alırsak, 2020'ye kadar geçen süreçte pipo konusunda hiç sosyalleşmediğimi anlamışsınızdır. Etrafımda benden başka pipo içen kimse yoktu.
YouTube, PipoTr ve Son Zamanlar
2023 yılı sonunda en azından bildiklerimi, tecrübelerimi paylaşmak için ThePiperBadik kanalını kurdum. Kanalla birlikte benim de bilgi dağarcığım bambaşka bir boyuta taşındı. Artan ilgi, değerli yorumlar ve canlı yayınlardaki muhabbetlerimiz beni PipoTr'yi kurmaya itti. Kendi adıma, ben pipo konusunda sosyalleşmeye Youtube ve PipoTr sayesinde başladım ve çok fazla şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Bu yolculuk, sürekli öğrenilen, tecrübe edinilen bir yolculuk olduğu gibi aynı zamanda çok kıymetli dostlukların kurulduğu, çok kıymetli insanlarla bir arada olunulan bir yolculuk-muş. Ve elbette bu noktada da konu yalnızca pipo olmaktan da çıkıyor; bizleri bir araya getiren bir araca dönüşüyor.
Yolculuğun en başında insan sürekli bilgi ve hatta doğru bilgi arıyor. Bu bilgiler zamanla kaynağı unutulan ve süreç içerisinde yeniden şekillendirilen tecrübelere dönüşüyor. Bunu tek başına yapmak ile artı eksi aynı genel kültüre, dünya bakışına ve sosyokültürel seviyeye sahip olduğunuz, egolarından arınmış insanlarla bir arada yapmak; fikirlerimizi, tecrübelerimizi paylaşarak ilerlemek gerçekten inanılmaz kıymetliymiş. Dilerseniz siz de yorumlarda kendi hikayenizden bahsedebilirsiniz dostlar. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hakan Badik
Yorumlar